Çekirdek Özellikler ve Tanı Kriterleri: Asperger/OSB'nin Bilimsel Çerçevesi

Bir önceki "Asperger Sendromu Belirtileri" yazımızda, bu nörolojik farklılığın günlük hayattaki yansımalarını ve güçlü yönlerini ele almıştık. Peki, bir uzman bu gözlemleri nasıl değerlendirir ve resmi bir tanıya nasıl ulaşır? Bu süreç, bir dizi gözleme dayalı kontrol listesinden ibaret değildir; aksine, dünya genelindeki ruh sağlığı profesyonelleri tarafından kullanılan yapılandırılmış ve bilimsel bir çerçeveye dayanır.

Bu çerçevenin adı, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan "Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı"nın beşinci versiyonu olan DSM-5'tir. Türkiye'deki çocuk psikiyatristleri de Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) tanısını koyarken bu kılavuzu referans alırlar. Bu yazı, DSM-5'te belirtilen çekirdek özellikleri ve tanı kriterlerini, herkesin anlayabileceği bir dille açıklamayı amaçlamaktadır.

Tanısal Çerçeve: DSM-5 ve Tek Bir Spektrum

DSM-5 ile gelen en önemli değişiklik, daha önce ayrı tanılar olan Otistik Bozukluk, Asperger Sendromu ve Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk (YGB-BTA) gibi durumların tek bir çatı altında, "Otizm Spektrum Bozukluğu" (OSB) olarak birleştirilmesidir. Bu, durumun bir "yelpaze" olduğu ve her bireyde farklı şiddet ve kombinasyonlarda görüldüğü anlayışını yansıtır.

Bir bireye OSB tanısı konulabilmesi için, DSM-5'te belirtilen iki ana alanda da kalıcı ve belirgin yetersizlikler göstermesi gerekir: (A) Sosyal İletişim ve Etkileşim ve (B) Sınırlı, Tekrarlayıcı Davranışlar, İlgiler veya Aktiviteler.

Kriter A: Sosyal İletişim ve Etkileşimde Kalıcı Yetersizlikler

Tanı için, aşağıda belirtilen üç alanın hepsinde de belirgin zorluklar yaşanması gerekmektedir.

A1. Sosyal-Duygusal Karşılıklılıkta Yetersizlikler

Bu kriter, sosyal etkileşimin doğal "al-ver" akışındaki zorlukları ifade eder. Örnekleri şunlardır:

  • Anormal sosyal yaklaşımlar ve karşılıklı sohbeti başlatma veya sürdürmede başarısızlık.
  • İlgileri, duyguları veya sevinci başkalarıyla paylaşmada azalma; örneğin, ilgisini çeken bir nesneyi göstermemek.
  • Başkalarının duygularını fark etmede veya bunlara yanıt vermede zorluk.

A2. Sosyal Etkileşimde Kullanılan Sözel Olmayan İletişim Davranışlarında Yetersizlikler

Bu, "beden dili" olarak da bilinen, iletişimin sözsüz yönüyle ilgilidir.

  • Göz teması ve beden dili gibi sözel olmayan davranışları bir arada kullanmada zayıflık.
  • Jestleri, mimikleri veya yüz ifadelerini anlama ve kullanmada yetersizlik.
  • Ses tonunu sosyal duruma uygun şekilde ayarlayamama (örneğin, monoton bir ses tonu).

A3. İlişkileri Geliştirme, Sürdürme ve Anlamada Yetersizlikler

Bu kriter, arkadaşlık kurma ve sosyal kuralları anlama zorluklarını kapsar.

  • Davranışlarını farklı sosyal ortamlara göre ayarlamakta güçlük çekme.
  • Hayali veya "mış gibi" oyunlar oynamakta zorlanma.
  • Arkadaş edinmeye karşı ilgisizlik veya akranlarıyla ilişki sürdürememe.

Kriter B: Sınırlı, Tekrarlayıcı Davranışlar, İlgiler veya Aktiviteler

Tanı için, aşağıdaki dört alandan en az ikisinin mevcut olması gerekmektedir.

B1. Basmakalıp veya Tekrarlayıcı Motor Hareketler, Nesne Kullanımı veya Konuşma

  • Hareketler: Kendi etrafında dönme, sallanma, parmak şıklatma veya el çırpma gibi hareketler.
  • Nesne Kullanımı: Oyuncakları amacına uygun oynamak yerine sıraya dizme, parçalarını çevirme.
  • Konuşma: Başkasının söylediğini anında veya daha sonra tekrar etme (ekolali), kendine özgü kelimeler veya ifadeler uydurma.

B2. Aynılıkta Israr, Rutinlere Esnemez Bir Şekilde Bağlılık

Bu davranışların temelinde, dünyayı daha öngörülebilir ve daha az kaygı verici hale getirme ihtiyacı yatar.

  • Küçük bir değişiklik karşısında bile aşırı sıkıntı yaşama.
  • Geçişlerde (bir aktiviteden diğerine geçerken) zorlanma.
  • Her gün aynı yolu kullanma veya aynı yemeği yeme gibi ritüelleşmiş davranışlar.

B3. Konu veya Yoğunluk Açısından Anormal Olan, Oldukça Sınırlı, Sabit İlgiler

  • Belli konulara (dönen nesneler, araba plakaları, amblemler, belirli bir çizgi film karakteri vb.) karşı aşırı ve takıntılı bir ilgi duyma.
  • Bu ilgi alanları hakkında sürekli konuşma ve günün önemli bir kısmını bu ilgilerle geçirme.

B4. Duyusal Girdilere Karşı Aşırı veya Az Tepkisellik

  • Sese, kokuya veya tada karşı aşırı hassasiyet gösterme.
  • Dokunulmaktan veya belirli kıyafet dokularından aşırı rahatsız olma.
  • Acı veya sıcaklık gibi uyaranlara karşı kayıtsız görünme.
  • Nesneleri aşırı koklama veya yalama; ışıklara veya hareket eden nesnelere büyülenmiş gibi bakma.

Diğer Gerekli Kriterler (C, D ve E)

Bu iki ana alandaki özelliklere ek olarak, tanının kesinleşmesi için üç koşulun daha karşılanması gerekir:

  • Kriter C: Belirtiler, erken gelişim döneminden itibaren mevcut olmalıdır.
  • Kriter D: Bu belirtiler, bireyin sosyal, okul, iş veya diğer önemli yaşam alanlarındaki işlevselliğini klinik olarak belirgin düzeyde bozmalıdır.
  • Kriter E: Bu durum, zihinsel yetersizlik veya başka bir durumla daha iyi açıklanamamalıdır.

Sonuç

Görüldüğü gibi, Asperger sendromu/OSB tanısı, bir uzmanın bu yapılandırılmış kriterler ışığında, bireyin gelişimsel öyküsünü ve davranışsal gözlemlerini bir araya getirerek ulaştığı kapsamlı bir klinik karardır. Bu kriterleri anlamak, bir "kontrol listesi" ile kendi kendinize tanı koymak için değil, bu nörolojik farklılığın temel dinamiklerini kavramak ve bir uzmanın değerlendirmesinin neden bu kadar önemli olduğunu anlamak içindir.

Bu çekirdek özellikleri anladıktan sonra, özellikle Asperger/OSB deneyiminin en yaygın yönlerinden biri olan "Duyusal Hassasiyetler" konusunu daha derinlemesine incelemek, günlük yaşamdaki pek çok davranışın arkasındaki nedeni anlamanıza yardımcı olacaktır.

Kaynaklar:

Bu yazı, T.C. Sağlık Bakanlığı'nın Otizm Spektrum Bozukluğu Aile Rehberi (2022) ve Amerikan Psikiyatri Birliği'nin DSM-5 tanı kriterlerinden derlenen bilgilerle oluşturulmuştur.